14 Nisan 2012 Cumartesi

Kurultay Fanzin 2. Sayısı ile merhaba!

İlk sayımız çıktıktan sonra bizleri masada, afişlerde ve özellikle fanzinde gördünüz. Sizlere hep hızlı koşan atın hikayesi anlatıldı. Aldığınız sertifikalar, eğitimler, yapacağınız not ortalaması, KPSS, ALES, ÜDS gibi sınavlarda yüksek almanız... Kısacası sıra arkadaşınızın hayattaki “en büyük düşmanınız” olduğu anlatıldı.

Kimi zaman CEO olacağınız söylenirken bazılarımıza mezun olacağı zaman ya hemen atanacağı atanamasa da iş fırsatlarının çok olduğu söylendi. Bunları söyleyenler ilginç ve traji komiktir bizleri hep sınavlara, elemelere tabi tuttular. Mühendislerden sertifika, Fen-Edebiyat Fakültesinde okuyanlardan pedagojik formasyon, İİBF’de yaz okulu parası istemeyi de hiç unutmadılar.



Bazıları bunları derken Kurultay çalışanları başka seçeneklerin olduğunu söyledi sizlere. Sıra arkadaşımızın aslında bizden farklı olmadığı ve aynı sorunlarla yüzleştiğini, intihar eden öğretmen adaylarının aslında bizlerin okuduğu sıralardan çıktığını, yaz okuluna giderken ailemize yaptığımız yükün kişiye göre değişmediğini anlatı size. Hızlı koşmanın faydası olmadığını çünkü her zaman daha hızlı koşmak gerektiğini ve hızlanmanın faydasızlığını fısıldadı sizlere. İşsizlik ve geleceksizlik çukuru her geçen gün derinleşiyor. Derinleşirken bazılarımızın intihar etmiş bedenlerini, kimilerimizin hayallerini, çoğumuzunda geleceğe dair umutlarını içine çekmeye başlıyor.

Bizler bu çukurun kapanması gerektiğini sizlere anlatmak için Kurultay hazırlığı içindeyiz. Bizler elimizdeki kumları çukura atmaya başladık bile ve her geçen gün yeni toprak dolu eller geliyor yanımıza. Sen de sök yerdeki kumu ve gel yanımıza bu çukur yutmadan seni, doldur kalbini güneşin aç karınlarınların üzerine doğmadığı yarınlara...

(Kurultay Fanzin Sayı 2)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder