14 Nisan 2012 Cumartesi

Kapitalizm herşeyi metalaştırır!


“En sonunda, insanın ayrılmaz parçası olan her şeyin alış veriş ve pazarlık konusu
olduğu zaman gelip çattı.
Bu, o zamana kadar el değiştiren fakat ticaret konusu olmayan, erdem, duygu, kanaat, bilgi ve bilinç gibi şeylerin de ticaret konusu olduğu bir zamandır. Tek kelimeyle her şey ticaret konusu oldu. Bu genel kokuşma ve evrensel ölçekli alış - veriş dönemidir. Eğer ekonomik terimlerle ifade etmek gerekirse, bu, maddi olsun manevi olsun, her şeyin gerçek değerinin saptanması için pazara getirildiği bir zamandır.”
Karl Marks / Felsefenin Sefaleti
İnsanlık tarihinin çoğu aşamasını kaydedip Karl Marks’ın öngördüğü bu distopik dünyaya son hızla yaklaşıyoruz.


Sanayi devrimi ve getirdikleri burjuvazinin büyümesini beraberinde kapitalist toplumun inşasını getirdi. Elbette kapitalist toplum sınıf karşıtlığını ortadan kaldırmadı. Aksine artırdı. Üretim araçları üzerindeki kapitalist mülkiyete dayanan kapitalist üretim, işgücünü satan yeni bir sınıf yarattı: işçi sınıfı. İlerleyen zamanlarda bilimsel ve teknolojik gelişmeler artıyor, üretim hız kazanıyor, ürünler daha ucuza mal oluyor ama toplumsal refah artmıyor halk daha da yoksullaşıyor. Kapitalist toplumda iş bulabilen bireyler kendi ürettikleri ürüne yabancılaşıyorlar onlar aynı zamanda tüketim toplumunun birer elemanı oluyorlar.

Kapitalist toplumda üretim sadece ve sadece kar amaçlıdır. Karı artırmanın yollarından biri işçiyi daha fazla çalıştırmak, daha az ücret vermektir. Bir diğeri de değişim değeri olan canlı cansız herşeyi metalaştırmaktır. İnsanın emek gücü dahil olmak üzere alınıp satılabilen herşey metalaşıyor. Temel insan hakları olan barınma, ulaşım, iletişim, eğitim ve sağlık kapitalizmin konusu haline gelmiştir. SSCB basıncıyla ve emekçi yığınlarının mücadeleleriyle kazanılmış tüm haklar neo-liberal politikalarla tek tek elimizden alınıyor. Sosyal-devlet politikaları rafa kaldırılmış bütün kaynaklar kapitalistlere açılmıştır. Sermayenin devletine verdiğimiz vergiler bize yol su elektrik olarak geri dönmüyor. Yolu suyu elektriği kapitalist şirketlerden satın alıyoruz.

Kar güdüsüyle hareket eden bu açgözlüler doğadaki tüm kaynakları sınırsızmışçasına talan ediyor. Ekolojik dengenin bozulmasıyla bir sürü sağlık sorunu ortaya çıkıyor. Sağlık hizmetinin metalaşmasıyla sadece parası olanlar hizmet alabiliyor. Sağlığın ticarileşmesi ve özelleşmesiyle, “sağlıkta dönüşüm” adı altında yürürlüğe giren SSGSS ile artık sağlığın, tıbbın ve hekimlik mesleğinin kuralları değil kapitalizmin “daha fazla kazanç” kuralları geçerlidir.

Eğitimin metalaşma sürecinde mevcut özel okulların, dershanelerin yarattığı eşitsizlik yetmiyormuş gibi bu süreci hızlandıracak eğitimi bir hak olmaktan çıkarıp tamamen alınıp satılan bir şey haline getirmek istiyorlar. 4+4+4 ve öncesinde yürürlüğe konmak istenen eğitim sistemleri, Özel üniversitelerin virüs gibi çoğalması vb. bunun göstergesidir. Yürürlüğe koymak istedikleri eğitim sistemleriyle bireyi pasifize edip aklını, emeğini metalaştırmaya çalışıyorlar. Özel üniversiteler ve üniversitelerde uygulanan harç paraları, yaz okulları ve olabildiğine birçok şeyden kazanç sağlamak için her şeye paha biçerek hep bir kazanç süreci işletmektedir sistem için. Geçmişe baktığımızda bu sürecin günümüzde ne kadar şiddetli işlediğini görebilmekteyiz. İlk zamanlar cüzi bir miktar olan harç paralarının sistem içerisinde geliştirerek nasıl bir kar amacı taşıdığını göstermektedir bizlere.

Kapitalizmin metalaşma sürecinin ne denli şiddetli işlediğini ve aslında buna karşı düşüncelerimizin gelişmemesi için tüm yönleriyle sistem içerisinde bizi pasifize etme girişiminde bulunduğunu apaçık görmekteyiz. Bizi hem pasifize etmek için hem de olabildiğine kazanç sağlamak için eğitim hakkımızı kullandığını görebilmekteyiz. Sağlık hizmetlerinin parasallaşmasını da kendi içerisinde türlü türlü oyunlarla bize en acımasız şekliyle göstermektedir.

Biz üniversite gençliği olarak türlü türlü oyunlara, kapitalizmin metalaşma sürecine karşı örgütlü mücadele ve dayanışmayı yükseltmek, üniversiteleri eşit, parasız, bilimsel eğitim merkezleri haline getirmek için, sağlık hizmetinin eşit, parasız, nitelikli bir hal alması için özgürlük ve gelecek şiarımızla sizleri mücadeleye çağırıyoruz.
(Kurultay Fanzin Sayı 2)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder