20 Mart 2012 Salı

Neden Kurultay?

2008 yılında patlak veren ve hala devam eden kriz, insanlık tarihinin yaşamış olduğu en büyük buhranında kendisidir. Tüm toplumsal dengelerin altüst olduğu bu 4 yıllık süreç içerisinde insanı tüm ihtiyaçlar ticaretin konusu haline getirilmiş, kazanılmış haklar gasp edilmeye çalışılmış, yeni bir dünya savaşının olabileceğine dair imalarda bulunulmuş, işsizlik oranları tavan yapmış, geleceksizlik kaçınılmaz kılınmıştır.



Yani kısaca belirtmek gerekirse, egemeni oldukları kapitalist sistemin devam edebilmesi için saldırganlaşan burjuvazi, krizi aşmak için çetin bir mücadele vermektedir. Egemenler, maliyetleri düşürerek ya da daha önce pazarın konusu olmayan insanı ihtiyaçlar -eğitim, sağlık gibi…- pazarın konusu haline getirerek, kar oranlarını arttırmaya çalışmaktadırlar. Bugün var olan tüm hak gasplarının ekonomik altyapısını kabaca bu şekilde anlatabiliriz.

Eğitimin ticarileşme sürecinin bu denli hızlanmasını da bu perspektiften okumalıyız. Aynı zamanda GSS uygulamaları ile sağlık ticarileştirilmekte ve sağlık hakkımızda, eğitim hakkımız gibi gasp edilmektedir. Eğitimin ticarileşmesi ile ticarethaneleşen üniversitelerin var olma amacı, bilimsel eğitim üretmekten çok daha fazla miktarda kar elde etmek olmuştur. Dolayısıyla bilimsel eğitimin mumla aranır bir hale gelmiştir.

Bugünü çalınan öğrenci gençlik, aynı zamanda geleceksizlik sorunu ile boğuşmakta ve bu sorunun kendisi yaşamını olumsuz etkilemektedir. İşsizlik ve geleceksizlik olarak kendisini gösteren bu sorunda tıpkı diğer sorunlar gibi sistemin iç çelişkilerinden kaynaklanmakta ve her geçen gün daha da büyük bir sorun haline gelmektedir.

Krizi atlatmak için çetin bir mücadele veren burjuvazinin ilk uygulamaları bu tür hak gasplarını yaşamsal kılmak ve karlılığını arttırmaktır fakat bunlarla çözüme erişemediği ölçüde başvurduğu ikinci yöntem emperyalist savaşlara başvurmaktır.

İki hafta önce Tunus’ta ABD ve Fransa’nın çağrıcılığıyla gerçekleşen ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısında, eli kanlı emperyalistler Suriye’ye yönelik gerçekleştirmeyi düşündükleri olası müdahaleyi tartıştılar ve bu toplantının ikincisi Türkiye’de gerçekleşecek.

Irak’a Demokrasi götüreceğini vaat ederek Irak’ı işgal eden ABD’nin 1.5 milyon Irak’lıyı hunharca katlettiği, Irak’lı kadınlara tecavüz ettiği hala zihinlerimizdeyken, Suriye ile kuracağı dostluk ilişkisinin niteliği de ortaya çıkmaktadır. Dün demokrasi aldatmacasıyla insanları katledenler bugün aynı işlerini dostluk kurma istekleriyle gerçekleştirmeyi planlamaktalar.

Libya’ya uygulanan emperyalist müdahalenin hiçbir şeyi çözmediği gibi Suriye’nin de emperyalist bir müdahaleye maruz bırakılması hiçbir şeyi çözmeyecektir. Tam aksine olası bir savaş durumunda işçi-emekçi çocukları savaşa gönderilecek ve emperyalist çıkarları için ölüme mahkûm edilecektirler.

Var olan tüm saldırılar ortadadır. Bu saldırılara karşı mücadele eden, ayakta dik duranlara karşı yapılan faşist baskı ve terör’de… Emperyalist Savaşlara, işsizliğe, geleceksizliğe, paralı eğitime karşı çıkan herkes tutuklanmakta, cezaevlerine tıkılmaktadırlar. Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğratıldığı, Hrant Dink’i sokak ortasında katledenlerin serbest bırakıldığı, N.Ç.’ye tecavüz eden 26 kişiden hiçbirinin ceza almadığı bu ülkede, parasız eğitim istemek, traş olmak, tüm kitapçılarda satılan kitapları evinde bulundurmaktan dolayı binlerce insan-yüzlerce öğrenci tutuklu.

Yani sistem, tüm insanı haklara yönelik saldırılarda bulunurken, bunlara karşı ses çıkaranlara da faşist baskı ve terör uygulanıyor…

Tüm bu maddeler, öğrenci gençliğin içerisinde kaldığı ablukanın sadece bir parçasıdır. Bizler emperyalist savaş ve saldırganlıktan, faşist baskı ve terörden, Bologna Süreci ve eğitimin ticarileşmesinden, işsizlik ve geleceksizlikten oluşan bu ablukayı dağıtmak amacıyla bir kurultay örgütleme çabasına girdik.

21 Nisan’da gerçekleştirilecek olan kurultay tüm bu saldırılara karşı gençlik cephesinden verilecek mücadelenin tartışılacağı ve birlikte mücadele zeminin ortaya konulacağı bir etkinlik olacaktır. Sadece kurultay günü değil bütün bir hazırlık süreci fakültelerde kurulan komitelere yaslanacak ve esas olan öğrenci gençliğin örgütsüzlüğünü kırmanın yollarını aramaktır.

Bugün gençlik hareketi dağınık ve parçalıdır ancak bizler bilmekteyiz gençlik herzaman toplumun en dinamik kesimi olmuştur. Mücadeleler tarihi gençlik hareketinin omuzladığı pek çok tarihsel görev ile doludur. Bugün yapılması gereken de gençliğin tepkisini ortaya koyabileceği kanallar yaratabilmek ve ölü toprağı üzerimizden atmaktır. Bunun için tüm geleceğine sahip çıkmak isteyen ve özgürlüğünün peşinde koşan gençliği kurultay çalışmamızın parçası olmaya çağırıyoruz.

Kurultay Hazırlık Komiteleri
(Kurultay Fanzin Sayı 1)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder